5 Maddede Baklavanın Anadolu Kültüründeki Yeri
- Editör
- 3 May 2022
- 2 dakikada okunur
Yüzyıllardır Anadolu mutfağının vazgeçilmez bir lezzeti olarak ağzımızı tatlandıran, sadece Anadolu insanının damağına lezzet şöleni yaşatmakla kalmayıp, bununla birlikte birçok kültürel ritüelinde vazgeçilmez sembolü haline gelen baklavanın tarihimizdeki ve kültürümüzdeki yeri ve önemini sizler için derledik.

1. Osmanlı tarihinde baklavanın ilk izleri
Yüzyıllardır Anadolu mutfağının vazgeçilmez bir lezzeti olarak ağzımızı tatlandıran baklavaya Osmanlı tarihinde ilk olarak 1473 yılında rastlarız. Fatih Sultan Mehmet’in mutfak defteri kayıtlarında altı farklı baklava çeşidine rastlanırken, birçok şiirde, kutlamada, kültürel aktivitelerde baklava izlerine sıkça rastlamak mümkün.

2. Yeniçerilere iltifat simgesiydi
Sadece Anadolu insanının damağına lezzet şöleni yaşatmakla kalmayan, bununla birlikte birçok kültürel ritüelinde vazgeçilmez sembolü haline gelen baklava, Osmanlı döneminde padişahtan Yeniçerilere bir iltifat simgesi olarak kullanılırdı. Bu aktivite çoğunlukla ramazan ayının ortalarında gerçekleşirdi. İltifat sembolü bu ikramda her on askere bir tepsi baklava düşerdi. Bu jeste karşılık Yeniçeriler ise karşılık olarak Ramazan ayının on beşinde padişaha baklava sunarlardı. Bu törene ise “baklava alayı” denirdi.

3. Osmanlı döneminden günümüze Ramazan ayının vazgeçilmez tatlısı
Osmanlı’dan kalma birçok edebi metin ve yazılı kaynağa bakıldığında baklavanın çoğunlukla Ramazan ayıyla özleştirildiğini görürüz. Ramazan ayının vazgeçilmezi, sofraların baş tacı olan baklava, Ramazan ve bayram sofralarında geçmişten bugüne önemli bir ayrıcalığa sahiptir. Günümüzde halen daha Anadolu topraklarında ve büyük şehirlerin bazı kesimlerinde yaşayan hanımlar, Ramazan Bayramı arifesinde bir araya gelerek tepsi tepsi baklavalar yaparlar. Dinleri gereği yüce olan bu özel günlerde misafirlerine enfes el baklavalarını ikram ederler.

4. Birçok divan şairinin betimlemelerine konu oldu, hatta baklava adına hususi şiir dahi yazıldı
Baklava bu toprakların insanının bilincine o kadar büyük sirayet etti ki edebi metinlerde de kendine çeşitli şekillerde yer buldu. Kimi zaman nazlı yârin dudağının betimlenmesinde kullanılırken, kimi zaman da bizzat baklavanın kendisi bir şiir konusu oldu. Bu tarzdan şiirler ise çoğunlukla divan edebiyatında yer almaktadır. Bursalı Rahmi, Zati, Lebib-i Amidi ve Edirneli Nazmi baklavayı çeşitli şekillerde şiirlerinde betimleme aracı olarak kullanırken, Vecdi ve Cinani gibi isimlerin bizzat baklava üzerine gazelleri bulunmaktadır. 16. yüzyıl divan şairi Vecdi’nin baklava gazelinden kısa bir bölüm sizlerle:
Şehri pür-nûr itdi gerçi bedr-i enver baklava
Salmadı pertev baña mihr-i münevver baklava
(Ay gibi parıl parıl parıldayan baklavalar şehri baştan başa aydınlattı, ama bu nur misali baklavalar bana bir ışık zerresi bile sunmadılar.)
Sanmañuz anı kevâkib zeyn olup bâdâm ile
Safha-i eflâk olupdur sanki yek-ser baklava
(Baklavaların üzerindeki bademlere bakarak yıldız filan zannetmeyin; baklava (tepsisi) bu bademlerle baştan aşağı yıldızlarla süslü gökyüzüne benzemiştir.)

5. Kutlamaların ve zaferlerin sembolü
Anadolu mutfağının vazgeçilmez tatlılarından baklava adeta bir kültürle iç içe geçmiş durumda. Dini günlerde, kutlamalarda ve ziyafetlerde akla gelen ilk tatlı konumunda. Düğün, nişan, çocuğun doğması ya da eve yeni değerli bir eşya alınması(araba gibi) gibi durumlarda ikram edilir. Özellikle Konya yöresi başta olmak üzere birçok bölgede kız istemeye çikolatayla değil baklavayla gidilir. Bu da baklavanın Anadolu kültürüyle ne kadar özdeşleştiğinin açık kanıtıdır.
Comments