10 Maddede 2. Abdülhamit’in Hicaz Demiryolu Projesi
- Editör
- 4 May 2022
- 4 dakikada okunur
Osmanlı Devleti’nin ekonomik ve siyasi zorluklarla boğuştuğu bir dönemde, tamamlanması mucize olarak bakılan ve bizzat II. Abdülhamit’in önderlik ettiği bir komisyonun çalışmalarıyla yapımına başlanan, Osmanlı halkı kadar dünya Müslümanlarının da verdiği bağış desteğiyle yapılan Hicaz Demiryolu, dönemine göre yapılması oldukça güç bir projeydi. Yapımında askeri ve içtimai amaç güdülen bu proje, 1900-1908 yılları dönemin ekonomik şartlarına rağmen yabancı sermayeye bulaşmadan sekiz yıl gibi kısa bir sürede inşa edilerek imkansıza yakın olan bir işe imza atıldı.

1. Hicaz Demiryolu'nun yapım nedeni yalnızca askeri ve iktisadi değildi
Ekonomik darboğazın içinde olan Osmanlı Devleti’nin büyük bir mali yük altına girerek oldukça önemli bir demiryolu ağı oluşturması istemesindeki ilk amaç esasen iktisadi gelir elde etmek ve askeri ihtiyaçların karşılanması olarak düşünülebilir. Ancak Hicaz’ın Osmanlı için teşkil ettiği önem iktisadi anlamda bu yükün altına girmeyi gerektirecek cinsten değildi. Eyaletin başlıca gelir kaynağı olan gümrük vergileri, bölgenin yönetim masraflarının çok altında kalmaktaydı. Bu açıdan bakıldığında bu önemli projedeki amacın iktisadi bir gelir sağlama amacıyla yapılmadığı görülmektedir. Hicaz Demiryolu'nun yapımındaki ana amaçlar askeri, siyasi ve dini içeriklidir. Böyle bir projenin tamamlanası her şeyden önce bölgeye askeri sevki hızlandıracak, olası ayaklanmaları bastırarak merkezi otoriteyi kuvvetlendirecekti. Bununla birlikte yapımın amacına dair asıl ön plana çıkartılan husus dini ziyaretlerin kolaylıkla yapılması yönündeydi. Bu yolun yapılmasıyla hac yolunda çekilen büyük zahmet ve zorluklardan kurtulunacaktı. Üstelik bu yol daha da güvenli bir yolculuk imkânı sağlayacaktı. Proje, aynı zamanda bir itibar meselesiydi. Bu vesileyle zamanda II. Abdülhamit’in İslam âlemindeki itibar ve nüfuzunu da kuvvetlendirecek, Müslümanların ortak bir eser ve amaç etrafında dayanışmasını sağlayacaktı.

2. İnşaat faaliyetlerinin gerçekleşmesi için Padişahın başkanlığındaki Komisyon-ı Ali kuruldu
Bu devasa projenin hayata geçirilmesi, ancak sistemli bir çalışmayla mümkün olacaktı. Bu nedenle de inşaat organizasyonlarını yürütecek olan padişahın başkanlık edeceği Komisyon-ı Âli kuruldu. Padişahın altında ise Sadrazam Mehmed Ferid Paşa, Ticaret ve Nâfia Nâzırı Zihni Paşa, Mâbeyin ikinci kâtibi Ahmed İzzet Paşa, Bahriye Nâzırı Hasan Hüsnü Paşa ve Bahriye İmalât Komisyonu Reisi Hüsnü Paşa gibi isimler faaliyet gösterdi.
3. Proje maliyeti bütçeye çok ciddi bir yük bindirdi
Osmanlı Devleti’nin dönem içerisinde içinde bulunduğu mali durum şüphesiz ki projenin yapımı için akıllarda soru işareti oluşturuyordu. Yerli ve yabancı kamuoyu bu anlamda projenin tamamlanmasının mümkün olmadığında hemfikirdi. Bununla birlikte Hicaz Demiryolu'nun tahmini maliyeti 4 milyon liraydı, yani yıllık bütçenin % 18’ini aşıyordu. Ancak projenin dini mahiyete bürünmesi ile birlikte gelecek bağışlar da projenin finansmanında önemli yer tuttu. İnşaatın başlangıcında ortaya çıkacak acil para ihtiyacını karşılamak üzere de Ziraat Bankası’ndan kredi alınmasına karar verildi ve ciddi maaş kesintileriyle giderler karşılandı.

4. Hicaz Demiryolu projesinin yalnız Osmanlılar’ın değil bütün Müslümanların ortak eseri olduğu yönünde propaganda faaliyetleri yürütüldü
Projenin yalnız Osmanlıların değil bütün İslam âleminin ortak eseri olduğu yönünde oluşturulmaya çalışılan kamuoyu ve propaganda faaliyetleri sonuç vermeye başlamıştı. Bağış miktarının istenilen seviyeye ulaşması yönünde yapılan bu çalışmalarda din adamları, inançlı gazeteciler vb. unsurlardan faydalanıldı ve amaca ulaşıldı. Projeye dair mali gelirin üçte biri civarı bir oran bağışlardan elde edildi.

5. Çeşitli ülke Müslümanları projeye destek verdi
Osmanlı Devleti, finansmanıyla, çalışanlarıyla ve kullanılan ürünüyle tamamıyla Müslüman yapımı bir demiryolu inşa etme arzusundaydı. Bu yönde oluşturulan kamuoyu çalışmalarıyla netice elde edilmeye başlanmıştı. Binlerce Osmanlı vatandaşının yanı sıra başta Hindistan, Mısır, Rusya ve Fas Müslümanları olmak üzere, Singapur, Güney Afrika, Endonezya ve bazı Avrupa’daki İslam cemiyetlerinden proje için bağış yağıyordu. Bu kitlesel katılımsa, Hicaz Demiryolu projesinin bütün dünya Müslümanlarınca benimsendiğinin açık kanıtıdır.
6. Demiryolunun yapımında farklı milletlerden çok sayıda mühendis görev aldı
Her ne kadar Müslüman sermayeyle yapılma amacı güdülse de yabancı teknik destek almadan projeyi tamamlamak oldukça zordu. Bu nedenle projenin teknik işleri 1901’de Alman mühendis Meissner’e verildi. Onunla birlikte on yedisi Türk, on ikisi Alman, beşi İtalyan, ikisi Avusturyalı, biri Belçikalı ve biri Rum olmak üzere toplamda 43 mühendis projede görev aldı. Türk mühendislerin tecrübelenmesi üzerine ise yabancı mühendis sayısı giderek azaldı. Kutsal topraklardaki inşaatı tamamen Müslüman mühendisler gerçekleştirdi.

7. Hicaz Demiryolu bizzat II. Abdülhamit tarafından açıldı
Projenin yapılması için tüm zorluklara karşı güçlü bir irade ortaya koyan II. Abdülhamit, Hayfa şubesiyle birlikte 1464 kilometreyi bulan Hicaz Demiryolu 1 Eylül 1908 tarihinde yapılan bir törenle bizzat kendi açtı. Bu açılışın ardından ise Hayfa-Şam arasında her gün, Şam ile Medine arasında ise haftada üç gün yolcu ve eşya taşımacılığına başlandı.
8. Birçok engele rağmen kısa denilebilecek bir sürede tamamlandı
Her ne kadar projenin tamamlanmasındaki en büyük zorluk olarak mali konular görünse de bir o kadar daha zorlayan farklı beşeri unsurlar söz konusuydu. İnşaatın yapımı sırasındaki yüksek sıcaklık, su sorunu, arazi koşulları ve bedevi saldırıları süreci olumsuz etkiliyordu. Özellikle projeye karşı girişilen saldırılarda yalnızca 1908’de telgraf tellerine yapılan saldırı sayısı 128’i bulmuştu. Aynı yıl içinde yapılan bir baskınla da 300’e yakın Osmanlı askeri katledildi. Ancak buna rağmen bu zorlu inşaat dönemine göre oldukça kısa denilebilecek bir sürede tamamlandı.

9. Genişletilmesi II. Abdülhamid’in tahtan indirilmesinden sonra da devam etti
Hicaz Demiryolu, yapılışında ve sürecin yürütülmesinde büyük rol oynayan II. Abdülhamit’in tahtan indirilmesinden sonra çeşitli dönemlerde genişletildi. Akkâ-Beledüşşeyh, Afûle-Lüd, Vâdiüssûr-el-Avca, et-Tin-Beytülhanum, şube hatları ve Kademişerif’ten Şam’a döşenen raylarla yolun uzunluğu 1750 kilometreye kadar uzadı.
10. Hicaz Demiryolu'nun getirdiği kazanımlar
Hicaz demiryolunun tamamlanması Osmanlı Devleti’nin kalan kısa ömrüne rağmen, askeri, iktisadi, sosyal ve siyasi birçok alanda çeşitli kazanımlar elde etmesini sağladı. Havran, Kerek ve Cebelidüruz olayları bu yol sayesinde kısa zamanda bastırıldı. Hicaz ve Yemen bölgesine askeri sevkiyat bu yolla taşındı ve 1914’te 147.587 askerin sevki bu yolla sağlandı. Yine I. Dünya Savaşı sırasında da bölgeye ulaşım ve bölgedeki kutsal emanetlerin İstanbul’a taşınması bu yolla gerçekleşti. Demiryolu, yiyecek, kömür, hayvan vb. ürünlerin taşınmasında kolaylık sağladı. Bölgesel ticaret hareketlendi. Ancak elbette ki bazı konularda sorunlar yaşandı ve beklentiler karşılanamadı.
Comments