Murat Güler’in Manş Zaferi
- Fatma Turanlı
- 14 saat önce
- 2 dakikada okunur
Bazı başarılar vardır ki, yalnızca bir sporcunun değil, bütün bir milletin hafızasına kazınır. Murat Güler’in 1954’te başardığı Manş Denizi yüzüşü de işte bu türden bir olaydır. İngiltere ile Fransa arasındaki bu 34 kilometrelik dar su yolu, haritalarda basit bir mavi çizgi gibi görünür. Oysa gerçekte, akıntıları, gelgitleri, soğuk suları ve yoğun gemi trafiğiyle dünyanın en zorlu açık su parkurlarından biridir.

Murat Güler’in hikâyesi, tesadüflerle değil, azimle yazıldı. 1950’lerin başında Belçika’da eğitim görürken, İngiliz gazetesi Daily Mail’in Manş Denizi yüzme yarışmasını duyurdu. Henüz yirmili yaşlarının başında olan Güler, bu zorlu parkuru geçmeye karar verdi. İlk denemesi 8 Ağustos 1950’deydi. Sulara atıldı, dalgalarla boğuştu, ama 21 saat 15 dakika sonra bedeninin sınırlarına ulaştı ve yarışı tamamlayamadı.
Pes etmedi. Birkaç yıl boyunca hem yüzme tekniğini hem de soğuk suya dayanıklılığını geliştirdi. Manş Denizi’ni aşmanın yalnızca fiziksel güç değil, aynı zamanda taktik ve mental dayanıklılık gerektirdiğini biliyordu. 1954 yazında yeniden denemeye karar verdi.
10 Ağustos 1954 sabahı, Fransa’nın Calais kıyılarından İngiltere’nin Dover kıyılarına doğru kulaç atmaya başladı. Suyun sıcaklığı yaklaşık 15 dereceydi; bu, hipotermi tehlikesinin her an kapıda olduğu anlamına geliyordu. Akıntılar zaman zaman onu geriye sürüklüyor, gemi dalgaları dengesini bozuyordu. Ancak o, her kulaçta hedefe biraz daha yaklaşmanın verdiği moralle ilerledi.
Saatler geçti, güneş batmaya yüz tuttu. 16 saat 50 dakikalık zorlu mücadelenin ardından, Murat Güler Dover kıyılarına ulaştı. Böylece Manş Denizi’ni yüzerek geçen ilk Türk oldu. Bu zafer sadece spor dünyasında değil, tüm Türkiye’de büyük yankı uyandırdı. Basın onu “Manş’ın Türk Fatihi” ilan etti. Aynı yıl “Yılın Sporcusu” seçildi.
Murat Güler’in başarısı, o dönem için olağanüstüydü. Çünkü ne gelişmiş neopren giysiler ne de modern beslenme destekleri vardı. Yalnızca saf dayanıklılık, disiplinli antrenman ve bitmek bilmeyen bir inanç… Onun hikâyesi, imkânsız görünen hedeflerin bile kararlılıkla aşılabileceğinin kanıtıydı.
Bugün aradan yetmiş yılı aşkın süre geçmiş olmasına rağmen, Murat Güler’in Manş zaferi hâlâ Türk spor tarihinin en parlak başarılarından biri olarak anılır. O, soğuk sulara karşı Türk iradesinin sembolü olmuş bir isimdir. Her kulaçta bir ulusun gururunu taşımış, her metreyi kendi azminin zaferine dönüştürmüştür.
Comments