top of page

Sümerbank: Bir Cumhuriyet Rüyasının Ardından

  • Yazarın fotoğrafı: Fatma Turanlı
    Fatma Turanlı
  • 16 Eyl
  • 2 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 17 Eyl

Türkiye’nin ekonomik tarihinde bazı isimler vardır ki, anıldığında sadece bir kurum değil, aynı zamanda bir dönemin ruhu akla gelir. İşte Sümerbank, tam da bu isimlerden biridir. Cumhuriyet’in erken yıllarında kurulan bu dev sanayi kurumu, aslında genç Türkiye’nin kendi ayakları üzerinde durma arzusunun somut bir ifadesiydi.


1933’te, yani Cumhuriyet’in 10. yılında kurulan Sümerbank, adını uygarlığın beşiği kabul edilen Sümerlerden almıştı. Mesaj açıktı: Yeni Türkiye, köklerini geçmişten alan ama geleceğe bakan bir kalkınma modeli inşa edecekti. Banka sadece bir finans kurumu değil; aynı zamanda tekstilden dericiliğe, demir-çelikten porselene kadar pek çok alanda üretimin öncüsüydü.


Benim çocukluğumda Sümerbank, yalnızca “bankacılık” anlamına gelmezdi. Sümerbank mağazaları, halkın ucuz ve kaliteli mallara ulaşabildiği yerlerdi. Anadolu’nun kasabalarında, şehrin merkezinde açılan o mağazalar, Cumhuriyet’in eşitlikçi yüzünü temsil ederdi. Kimi için ilk okul önlüğü, kimi için ilk ayakkabı, Sümerbank etiketi taşırdı. Bu yüzden Sümerbank, sadece ekonomiyle değil, toplumsal hafızayla da yoğrulmuş bir markaydı.


Ama her güzel hikâyenin bir kırılma noktası vardır. 1980’lerden sonra başlayan liberal politikalar ve özelleştirme rüzgârı, Sümerbank’ı da derinden sarstı. 1990’lı yıllarda artık eski gücünden uzak, borç batağına saplanmış bir kurum haline geldi. Ve 1997’de Sümerbank, özelleştirme kapsamına alındı. Ardından gelen süreçte, bankacılık faaliyetleri ve mağazaları birer birer kapandı.


Şimdi dönüp baktığımızda, Sümerbank’ın kayboluşu aslında bir dönemin kapanışı gibidir. Devlet eliyle sanayileşme modelinden, küresel piyasalara eklemlenmeye uzanan yolun sembolik bir hikâyesidir bu. Bugün Sümerbank’ı hatırlamak, sadece nostalji yapmak değildir; aynı zamanda şu soruyu sormaktır: Ekonomik bağımsızlık, halkın ihtiyaçlarını önceleyen bir kalkınma modeli olmadan gerçekten mümkün mü?


Belki de Sümerbank’ın en önemli mirası, bıraktığı fabrikalardan çok, toplumsal belleğimizdeki izidir. Cumhuriyet’in ilk kuşakları için bir “gurur”du. Bizler içinse hem kaybolan bir değer, hem de geleceğe dair derslerle dolu bir hatırlatıcı. Çünkü bazı kurumlar vardır ki, kapanır ama unutulmaz. Sümerbank da onlardan biridir.


ree

 
 
 

Yorumlar


Bu içerikler de ilginizi çekebilir:

bottom of page