top of page

Macaristan’ın Kalbine Vurulan Osmanlı Mührü: Estergon’un Fethi

  • Yazarın fotoğrafı: Emre Özdemir
    Emre Özdemir
  • 1 gün önce
  • 2 dakikada okunur

Osmanlı tarihinin seferlerle dolu sayfalarında bazı kaleler vardır ki, alınışları yalnızca askerî bir zafer değil, aynı zamanda siyasî ve stratejik bir dönüm noktasıdır. Estergon Kalesi, işte bu kalelerden biridir. Tuna Nehri kıyısındaki bu sağlam yapı, Macaristan’ın adeta kalbi konumundaydı. Onu elinde tutan, Orta Avrupa’nın kapılarını kontrol edebilirdi.


Estergon Kalesi

16.yüzyıl sonlarında Osmanlı ile Avusturya arasındaki rekabet, “Uzun Savaş” olarak bilinen 1593-1606 Osmanlı-Habsburg mücadelesinde zirveye çıktı. 1595 yılında Sadrazam Koca Sinan Paşa, Osmanlı ordusunu Estergon önlerine getirdi. Kale, hem Tuna üzerindeki hâkimiyeti hem de Budin’e (Budapeşte) giden yolun güvenliği açısından kritik bir konumdaydı.


Estergon, dönemin Avrupa’sında “ele geçirilmesi imkânsız” sayılan kalelerden biriydi. Surlarının kalınlığı, burçlarının yüksekliği ve nehirden gelen doğal savunma hattı, Osmanlı kuşatmasını zorlu bir sınava çevirdi. Ancak Osmanlı ordusu, topçu gücü ve sistemli kuşatma teknikleriyle üstünlük sağladı. Uzun süren top atışları, kalenin savunma hatlarını yıprattı; moral üstünlük Osmanlı tarafına geçti.


Sonunda Estergon, Osmanlı sancağı altında kaldı. Bu fetihle Osmanlı, Macaristan’daki hâkimiyetini pekiştirdi ve Tuna Nehri üzerindeki stratejik üstünlüğünü sağlamlaştırdı. Ayrıca Estergon’un düşmesi, bölgedeki diğer kaleler üzerinde psikolojik baskı yarattı; Habsburglar savunma pozisyonuna çekildi.


Estergon’un önemi yalnızca askeri değildi. Burası, Macaristan’ın Katolik başpiskoposluk merkeziydi. Dolayısıyla ele geçirilmesi, Osmanlı’nın Avrupa’daki dini-siyasi dengeleri de etkilemesi anlamına geliyordu. Kale, hem Osmanlı hem de Habsburg dünyasında bir “prestij meselesi” haline gelmişti.


Fetih sonrası Osmanlı, kaleyi güçlendirdi; çevresine yeni savunma hatları ve askeri tesisler inşa etti. Ancak bu hâkimiyet kalıcı olmayacaktı. 1595 sonbaharında Haçlı ordusu Estergon’u geri aldı. Yine de bu kısa süreli Osmanlı varlığı bile, imparatorluğun Orta Avrupa’da ne kadar derinlere nüfuz edebildiğinin sembolü oldu.


Estergon’un fethi, Osmanlı askerî tarihinin bir gerçeğini gösterir: Her kale, sadece taş ve topraktan ibaret değildir. Bazıları, bir imparatorluğun sınırlarını değil, iddiasını çizer. Osmanlı için Estergon da işte böyle bir iddianın nişanesiydi.


emre özdemir

Comentários


Bu içerikler de ilginizi çekebilir:

bottom of page