Osmanlı'da Merhametin Sembolü: Kuş Evleri
- Editör

- 5 May 2022
- 3 dakikada okunur
Yaratılanı severiz yaratandan ötürü demiş Yunus Emre. Bu bilinçle yoğurulmuş Anadolu topraklarının çocukları. İnsan, hayvan ayrımı yapmaksızın saygı duyulmuş her canlıya. Bu saygı ve merhamet öyle ileri gitmiştir ki, mimariden sanata birçok alanda verilen ürünleri etkilemiştir. Oluşan hissiyatın vücut bulduğu en değerli mimari yapılardan biri ise kuş evleridir.

1. Kuş sarayı, serçe sarayı ya da kuş köşkü
“Kuş sarayı”, “serçe sarayı” ve “kuş köşkü” gibi adlarla anılan bu yapılar Osmanlı mimarisine 17. yüzyılın sonlarından itibaren görülmeye başlandı, 18. yüzyılda ise birçok yapının üzerinde inşa edilerek yaygınlaştı. Osmanlı Devleti döneminde yaptırılan kuş evlerine başta İstanbul olmak üzere ülkenin dört bir yanında rastlanmaktadır. Kuş evleri, batıdaki kadar heykel ve kabartma kullanmayan Osmanlı mimarisinin, çok ağır başlı olan dış cephelerini de hareketlendirmiş ve süslemiştir
2. Merhametin sembolü
Osmanlı Devleti’nde köşk, cami, mescid, türbe, han, çeşme vb. yapıların duvarlarına inşa edilen kuş evleri, toplumdaki hayvan sevgisinin estetik ifadesi gibidir. Osmanlı’nın yaratılana duyulan saygı, sevgi ve merhametin en güzel göstergelerinden biri olan kuş evleri, 17. yüzyıldan itibaren birçok Anadolu ve Rumeli şehir ve kasabalarında, binaların cephelerine yapılmaya başlandı ve yaygınlaştı. En güzel örnekleri İstanbul’da olup, 19. yüzyıla kadar gelişerek milli mimarinin önemli bir unsuru haline geldi. Kuş evleri inşasında titizlikle çalışılırdı. Mümkün olduğu kadar yüksek yerlere yapılmaya çalışılan kuş evleri bu yolla yırtıcı hayvanların saldırılarından korunuyordu. Rüzgârın geliş yönü ve güneşin vuruş açısı gibi hesaplamalar yapılarak inşa edilen kuş evleri, ileri bir duyarlılık ve zahmetle yapılırdı.

3. Dönemim mimari anlayışının temsili
Türk toplumunun sevgi ve merhametini gösteren bir araç olarak kalmayan kuş evleri, Türk sanatını şekillendiren sanatkârların ince zevkini, geniş hayal gücünü, ayrıntılara verdiği önemi ve dönemin mimari anlayışını gözler önüne serer. Çoğunlukla güvercin, serce, kırlangıç ve leylekler için tasarlanan bu mimari yapılar, ilk dönemlerde cami, medrese, kütüphane, han, kilise gibi yapıları süsledi, ardından şahsi evlerin duvarlarında da yer verilmeye başlandı. Genellikle tuğla, kiremit ve taştan yapılan bu mimari yapılardan bazıları günümüze ulaşmış olsa da ahşap örnekleri yangınlar sonucu yok oldu.
4. İnançla yoğrulan mimari kültür
Osmanlı toplumundaki canlılara karşı olan bu duyarlılığın oluşmasındaki en önemli etkenlerden biri İslamiyet inancını benimsemiş olmalarıydı. Gerek Hz. Muhammed’in hayvan sevgisi gerekse İslami inanca ait hayvanları anlatan hadisler ve hikâyeler bu duyarlılığın gelişmesini sağladı. İslam inancına göre günahsız bir yaratık olarak kabul edilen, saflık, temizlik, iyi geçinme, barış ve kardeşliğin sembolü olan güvercin, Hristiyanlık’ta da Ruh-ül Kudüs’ü temsil etmektedir. Hz. Muhammed, Sevr Dağı’ndaki mağarada saklanırken, mağara girişindeki ağacın üzerine konan bir çift güvercinin burada yuva yaparak yumurtladığı, böylece müşriklerin kuşkulanmamasını sağlayarak Hz. Muhammed’in kurtarıcısı oldukları inancı yaygındır. Özellikle dini yapılarda yuva kurmaları ve barınmalarına, bu sebeple halk tarafından yardım edilmektedir.
5. İstanbul’da bilinen en eski örnek Bali Paşa Camisi’nde
İstanbul’un bilinen en eski kuş evleri 1504’te inşa edilen Bali Paşa Camisi’nde bulunmaktadır. Bugün Fatih Millet Kütüphanesi olarak bilinen Feyzullah Efendi Medresesi’nin caddeye bakan cephesinde bir dizi kuş köşkü göze çarpar. Üç konsol üzerine oturtulmuş ve meyilli bir çatı ile örtülen köşkler tamamen tuğladan yapılmıştır. Medresenin arka cephesinde ise taştan oyulmuş yıldız motifleriyle süslü başka bir kuş köşkü görülür.

6. İstanbul’daki bazı Kilise ve Sinagoglarda da mevcut
Esasen Türk-İslam kültürünün bir parçası olarak karşımıza çıkan kuş evlerine İstanbul’daki bazı kilise ve sinagoglarda denk gelmek mümkün. Örneğin, Fener’deki Ayios Manastırı’nda yer alan kuş evleri kendine has mimari üslubuyla misafirlerini ağırlamaya devam etmekte. Türk mimari üslubunun belirgin özelliklerini yansıtan evler, başka hiçbir Hristiyan yapıda mevcut değildir. İstanbul’un eski semtlerinden Balat’ta bulunan Ahirda Sinagogu’nda bulunan kuş evleri yapının arka cephesindeki pencerelerin yanında bulunur. Çift konsol üzerine oturtulmuş olan köşkler iki gözlü evciklerden oluşur.
7. Yabancı seyyahlar kayıtsız kalamadı
Osmanlı mimarisinde önemli bir yere sahip olan kuş evleri ve hayvanlara olan ilgi şüphesiz ki yabancı seyyahların gözlerinden de kaçmadı. 1874 senesinde İstanbul’u ziyaret eden İtalyan seyyah Edmando De Amicis şöyle der: “Sultanların veya şahısların hayırlarıyla beslenen sayılamayacak kadar çok güvercin sürüsü vardır. Türkler, kuşları himaye edip beslerler. Kuşlar da onların evlerinin etrafında, denizin üstünde ve mezarların arasında şenlik ederler. İstanbul’un her yerinde, insanın etrafında uçuşan kuşlar vardır.” Bir diğer seyyah Le Brayn ise; "Türklerin iyiliği insanlarla sınırlı değildir. Hayvanları ve kuşları da içine alır. İhtiyarlara ve çocuklara gösterdikleri büyük ilgi gibi hayvanlara iyilik etmekten de zevk alırlar. Leylek ve kırlangıçlar kovulma tehlikesine maruz kalmaksızın istediği Türk evinin üzerinde yuvasını yapabilir." demiştir. Fransız seyyah A. L. Castellan ise bu güzellikleri şöyle yansıtır: “Bir Türk meskeni inşa edilirken, güvercinlerin ve diğer kuşların susuz kalmamaları için münasip yerlere yalaklar yapmak Türk sivil mimarisinin vazgeçilmez özelliklerindendir. İstanbul’a hububat, gemilerle gelir ve limanlara boşaltılır. Binlerce kuş boşaltmayı bekleyip hücuma geçer. Onlar için çuvallar açılır ve Türk gümrüğünün harç olarak aldığı miktardan fazlasını tüketirler.”
21. yüzyılın getirdiği modern yapılaşma, mimari anlamda birçok unsuru etkilediği gibi kuş evlerini de etkiledi. Estetikten yoksun, mimari estetiğe dair izler barındırmayan yeni yapılaşma, mimarideki estetikle birlikte, merhametin sembolü olan kuş evlerini de yok olmaya zorluyor. Hâlihazırda bulunan örneklerinin birçoğu Osmanlı döneminden kalan kuş evleri, yeni yapılaşma şekillerinden dolayı yok olma tehlikesi altında.












Yorumlar